Klaus Mikealson, yakışıklı köken melezimiz 300 yıl önce ailesinin kurulmasına yardım ettiği New Orleans'in French Quarter kasabasına geri dönüyor. Kendi şehrini kendi yetiştirdiği vampir olan Marcel'in küçük güçlü cadısı Davina yardımıyla iyice ele geçirdiğini ve burada artık onun sözünün geçtiğini, kasabadaki bütün doğaüstü varlıkların Marcel'e olan sadakatini görünce kıskanıyor, hırs yapıp şehri geri almak için yemin ediyor, alıyor da. Ama sorunları bununla bitmiyor. Tek gecelik ilişkisi kurt kızımız Hayley'in imkansız bir şekilde onun çocuğuna hamile kalması, bu bebeğin cadılar için tehlike arz etmesi, bir zamanlar ona her şeyiyle sadık olan kız kardeşi Rebekah'ın arkasından iş çevirmeye çalışması, anne kurt Hayley'in çirkef cadı Sophie sayesinde sürekli tehlikede olması ve abisi bir diğer kökenimiz "onurlu" Elijah'ın Hayley'le olan yakınlığı sonucu aklının karışmasıyla Klaus'un bebeği başka melezler yapabilmek için kullanacığını düşünerek suçlaması.. Ve bütün bu yüklerden biraz olsun kaçmak için sığındığı liman Cami ile etki altına alarak kurduğu bu zoraki arkadaşlığı da eline yüzüne bulaştırması.. Kısacası köken ailede entrikalar bitmiyor, karakterlerimize bakalım.
İşte İngiliz aksanına seve seve ölebileceğimiz Niklaus Mikealson, dizinin haşin, dik başlı kötü vampiri. Gerçek babası kurt adamdır. Dönemin en güçlü cadılarından olan annesi çocuklarını korumak için onları vampire dönüştürür. Vampir-kurt adam özelliğinden dolayı kardeşlerinden daha güçlüdür. Küçükken üvey babasından gördüğü eziyetler sonucu insanlara güveni sıfırlanan, dolayısıyla önüne çıkanın kalbini söken merhametsiz birine dönüşmüştür. En ufak ihaneti kaldıramaz, sık sık kardeşlerini hançerler.
Anne kurt Hayley'den olan bebeğini başta kabullenmese de Elijah'ın ısrarlarıyla, biraz da Marcel'in kurduğu ailenin kıskancıyla bebeğini şu an herkesten çok koruyup kollar duruma gelmiştir. Hala aklı Mystic Falls'ta Caroline'dadır. Ama Cami'nin dürüst ve iyi kalbi ve biraz da psikolog oluşundan etkilenmiş, onu etkisi altına alarak bütün hikayesini, ruhunun en derin yaralarını ona açmış, sonra da unutturmuştur. Hedefine giden yolda önüne çıkabilecek en ufak engeli bile yok etme potansiyeline sahip, kardeşlerini bile. Ölümsüz ve korkusuzdur. Ne acıma duygusu ne de gram merhameti yoktur. Ama sanırım sarışınlara ufak bir zaafı var. Elijah'ın Hayley'e olan yakınlığından son derece rahatsız ve ç-o-k g-ü-z-e-l g-ü-l-ü-y-o-r :((
Onurlu, iyi kalpli, hoşgörülü Elijah'ımız. "Always & Forever" hayat görüşünü benimsemiş, ailesine ölümüne sadık. Klaus'un güç için yapamayacağı şey yokken Elijah'ın ailesi için yapamayacağı şey yoktur. Küçükken babasından korkusuna Klaus'a yapılan işkencelere istemeyerek de olsa yardım edişinden dolayı kendini suçlu hissetmesinden midir nedir "bad brother"ının yaptığı her türlü haylazlığa göz yumuyor. Kendisini bir anlaşma için hançerleyip tabuta koyup düşman tarafa vermesi de dahil. Ama söz konusu kardeşlerine olan ihanetse o da gözünü bile yummadan kafa koparıp, kalp sökebiliyor.
Rebekah Mikealson.. Köken ailenin biricik kız kardeşleri. Niklaus'un kıskançlıkları yüzünden sevdiği bütün adamları kaybetmek zorunda kalmıştır. Niklaus tarafından birçok kez ihanete uğramış, bir iki defa esip gürledikten sonra ağabeyi Nik'e inanmaktan asla vazgeçmemiştir fakat her seferinde ısrarla Klaus onu yüzüstü bırakmış, hançerlemiş, sevgililerini öldürmüş, ağlatmıştır. Elijah'a karşı sonsuz bir sevgi ve sadakati vardır tıpkı Klaus'a olduğu gibi ancak Klaus onun her seferinde güvenini sarsmıştır ve Rebekah artık ağabeyi Elijah'ı da uyarmaya, Klaus'tan vazgeçirmeye çalışmaktadır.
Evveet geldik dizimizin anne kurtu Hayley Marshall'a. Asıl adı Andrea Labonair'dir. Ailesi ile hiç tanışamadığı için gerçek adını kendisi de yeni öğrendi. Ailesini ararken ömrü tükendi bu kızcağızın da. Omzunda bulunan doğum lekesi Labonair ailesinden geldiğini göstermekte. Vampire Diaries'de Caroline'ın sevgilisi Tyler'a göz koyup hoop bir anda kendisini Klaus'un yatağında bulmasından, Elijah'ın günlüklerini karıştırıp ailesini korumak için bıt bıt Elijah'a koşup yardım istemesinden ne kadar çirkef olduğunu anlayabiliriz. Rebekah'la ilginç bir "best bitches" durumları var. Ne ara kanka oldular anlamadık. Bi birbirlerinin hayatlarını kurtarmalar falan...
Marcellus Gerard, Klaus'un biriciği, değer verdiği sayılı insan-vampir-lardan. Ama aynı zamanda asla Klaus'tan üstün olmaması gerektiğini de anlamıştır sanırım artık. Küçük yaşta tıpkı Klaus gibi babasından eziyet görmüş, Klaus buna acımış, bakmış büyütmüş vampir etmiş, sen geç adamın yaptığı koskoca şehri sahiplen. Alırlar işte elinden söke söke.
Davina Claire, hasatta tam kurban edilecekken Marcel'in onu kaçırıp saklamasıyla ona sonsuz güven, cadılara nefret duymaktadır. Kendisi kadar şanslı olmayıp boğazı kesilen 3 cadı arkadaşının bütün kuvveti hasat tamamlanamadığı için kendisinde toplanmıştır. Büyü işlerinde Marcel'e yardımcı olmaktadır. Bu güç kendisini yiyip bitirdiği için ne yazık ki hasatı kendi isteğiyle tamamlamak zorunda kaldı. Ve hala geri dönmedi çünkü Elijah'ın kötü eski sevgilisi Celeste, gücü kendisi toplamış, kendisi gibi kötü olan cadı kankilerini köken aileyi devirmek için diriltmiştir.
Sophie Deveraux'un tek isteği Davina'yı öldürüp hasatı tamamlamak ve şehirde büyü yaptığı için Marcel tarafından öldürülen ablası Jane-Anne'in kızı Monique'i kurtarmaktır fakat ne yazık ki tamamlanan hasat sonucu ölümden tek dönen cadı Monique olmasına rağmen Sophie sevinecek zaman bulamamıştır çünkü yeğeni onu başta hasata inanmadığı için hançerleyerek öldürmüştür.
The Vampire Diaries'in yan sanayisi niyetine başladığım bu dizi şuan Vampire Diaries'dan daha çok sarıyor. Sırf köken kardeşlerin birbirinden değişik aksanları için bile izlenebilir. Severek izliyoruz, şiddetle tavsiye ederiz.